TÜRKÇE FELSEFE YAPILAMAZ(MIŞ)!
Son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan “Bizim son derece bilim yapmaya müsait bir dilimiz varken bir gece yattık kalktık o dilimiz yok. Şimdi yabancı dillerle bilim öğreten bir ülke durumundayız. Binlerce kelime ve kavram unutuldu, sözlüklerden çıkarıldı. Dil yapısı törpülendi. Türkçe’nin mevcut kelime haznesiyle felsefe yapamazsınız. Osmanlıca, İngilizce, Fransızca Almanca kelimelere başvuracaksınız. Bunları aşmak zorundayız, bu sorunlar devlet eliyle değil bilim insanları eliyle aşılacaktır.”(Basından)
Dil ile yazı dilini karıştırmamak gerekir. Yazı dili resmetmektir. Harflerin kökenine baktığımız da bu resmi çok rahat görebiliriz. Bizim dil dediğimiz ise anamızdan öğrendiğimiz dildir. Türkçe düşünebilmek, Türkçe duyabilmek, Türkçe algılayabilmek, Türkçe yaşayabilmektir. Sayın Cumhurbaşkanı şimdi bizlere “Ananı da al git!” demesin.
TÖS’ün KONUYA İLİŞKİN GÖRÜŞ ve ÖNERİLERİ
Türkçe felsefe söyleminin oluşmaması, Türkçenin yapısal olanaklarıyla gerekli soyutlamaya olanak vermediği değil, bu olanakların neden gelişmediğidir. Cevap ise net: Felsefeyi ve bilimi yaşama sokmak. Peki günümüzde yapılan nedir? Seçmeli derslere baktığımızda yanıtı görüyoruz. Hz. Muhammed’in Hayatı, Kuran’ı Kerim, Temel Dini Bilgiler ve olması istenen “Osmanlıca”. Okullarda genel olarak bu yeni derslerin -daha çok da idarece- seçilmesiyle Felsefe Grubu dersleri ise neredeyse yok sayılmıştır.
Yapılması gereken felsefe ve bilime önem vermektir. Felsefi düşünüş biçimi daha ilk yıllardan çocuğa verilmeli, çocuklar bilinçlendirilmeli, ezber derslerinden kaçınılmalıdır. Osmanlı 1595 yılında fetva ile Felsefe eğitimi ve öğretimini resmen yasaklayarak bilimden uzaklaşmıştır. Biz de bilimden uzaklaşmamak için en başta eğitim sistemini çağdaş, bilimsel, hala getirmeliyiz. Uygar ve özgür bireyler yetiştirmeye yönelerek ve bireysel özgürlüklere, adalete, eşitliğe önem vermeliyiz. Aksi halde “çöküş” kaçınılmazdır.
Dikmen ONAT
TÖS Genel Başkanı