5 Eylül 2017 Salı günü 2017-2018 eğitim öğretim yılı açılıyor. Öğretmenler iki aylık tatillerinden sonra okulda iş başı yapacaklardır. Yeni eğitim öğretim yılı eğitim camiasına hayırlı olsun.
Öğretmenler ilk olarak bu yıl müfredat değişikliği ile karşılaşacaklardır. Tüm öğretmenler yeni müfredatın ne kadar iyi olduğu hakkında eğitim alacaklar. 2004 yılında da yeni müfredatı tanıtmışlardı. 2004 yılında ne yapılmıştı kısaca hatırlayalım: Öğrenci merkezli eğitim modeli uygulanmaya başlandı. 2004 müfredat programıyla katı davranışçı programdan zihinsel, yapılandırıcı bir yaklaşıma geçildi. Eleştirel düşünme, problem çözme, yaratıcı düşünme gibi beceriler kazandırılması hedeflendi. İlkokul birinci sınıflar okuma-yazma öğrenirken önce cümlelerle değil seslerle tanıştı. Alfabede ilk ‘a’ yerine ‘e’ harfiyle tanıştılar. Fişler tarihe karıştı. El yazısı zorunlu oldu. Birinci sınıfta öğretmenler ister eğik yazı isterse düz yazı öğretecekler. 14 yıl önce çocuklar şöyle el yazısı yazacak böyle el yazısı yazacak derken el yazı öğretmenin takdirine bırakıldı. Yapılandırıcı yaklaşımla çocuklarımız uzaya gidecekti 14 yıl sonra yola yayan devam etme kararı aldık.
Bizler; “Bu Değerler Eğitimi Fetö’nün eğitime atacağı en büyük kazıktır” derken MEB, Değerler Eğitimini yeniden ısıtarak 2017 müfredat programına aldı. Oysa ki aynı MEB, 2014-2016 yılları arasında bu uygulamadan vazgeçme eğilimi göstermişti.
Bu yıl yapılan değişiklikle “cihat” ders kitaplarına girdi. IŞID gibi örgütler Orta Doğu’da insanları; boyuna bosuna bakmadan canice öldürüyor, kadınları köle pazarlarında cariye olarak satıyor ve bunları cihat adı altında yaptığını söylüyor. Bunu da sağır sultan bile duyuyor. MEB, “yok bir de ben cihat’ı öğreteceğim” diye müfredata alıyor. Tek söyleyeceğimiz söz Allah sonumuzu hayır etsin.
Okulların açıldığı ilk gün, kendi okulunuzda norm fazlası olduğunuzu duyduğunuzda şaşırmayın. Okul, ikili eğitimden tekli eğiteme geçmiştir ya da branşınızda açılan ders saati azalmıştır. Hiç şaşırmayın, eğitim bölgesinde boşluk varsa başka okula görevlendirileceksiniz… Boşluk yoksa ilçe içinde bir okulda görevlendirileceksiniz. O da yoksa okulunuza norm fazlası olarak sadece maaş karşılığı olarak gelip gideceksiniz. Bu durumda ek ders ücreti alamayacaksınız. Sınıf öğretmeni iseniz bir günlük rapor veya mazeret izni alsanız bile 7 saatlik ek dersiniz kesilecek. Branş öğretmeni iseniz o günkü ek dersi ücretini alamayacaksınız. Bu ayrımcılık devam eder gider…
Okulda haftada bir gün tuttuğunuz nöbetle 3 saat ek ders ücreti almak cazip gelebilir… Peki nöbetiniz sırasında okulunuzda meydana gelebilecek bir kazada müdür ile birlikte sorumluğu paylaşacak olmak da cazip gelecek mi? Unutmayın. Bu paylaşımdan kurtulmanın yolu nöbet tutmamaktır.
Milli Eğitim Bakanlığı, bu yıl 657’ye tabi öğretmen almayacağını açıklamıştır. Buna gerekçe olarak büyük bir çelişkiyle öğretmen sayısının yeterli olduğunu beyan etmektedir. İL ve İlçe MEM ise ücretli öğretmen alımı duyurusu yapmaktadır. Ücretli öğretmen ise sadece “ders ücreti” karşılığı çalışmaktadır. Saatli çalışma ücreti brüt 13 TL olan ücretli öğretmenlerinin aylık maaşı en fazla 1560 TL dir. Bunun anlamı ise iş güvencesinin ortadan kaldırılmasıdır.
2017 yılının temmuz ayında maaşınıza zam yapıldı diye sevinmeyin. Maaşınıza yapılan zammın vergiye gittiğini anlamak için, hükümetin 2 yıldır gelir vergisi dilimini değiştirmediğini bilmeniz yeterli olacaktır. 13 bin TL ‘ye kadar geliri olanlardan yüzde on beş vergi alınmaktadır. Geliriniz doğal olarak 13 bin TL’nin üstünde olduğu için yüzde yirmi gelir vergisi alınmaktadır.
Yetkili sendika biraz naz biraz cilve ile 2018 yılı için %4+%3,5 2019 yılı için %3,5 +%3,5 zam alarak ne kadar çetin bir sendika olduğunu dost ve düşmana gösterdi. Biz ise 2018 için %20 2019 içinde %20 olmalı diyorduk. Olmadı, başka bir toplu sözleşme dönemine. Zam alamayan sendika helal sertifikası olmayan yemeklerin memura yedirilmeyeceğini, ücretsiz izin alarak hacca gitmeyi hak olarak almış ve bunu zafer olarak ilan etmiştir.
Tekrar eğitim öğretim yılı hayırlı olsun…
Vahap GÜZEY
TÖS Genel Başkanı