BASINA VE KAMUOYUNA
08/12/2013
TÖS KURULUŞ BİLDİRGESİ
Bugün küresel sermaye dünyanın dört bir tarafında olduğu gibi ülkemizde de yaşamın her alanına müdahale etmektedir. Bunun ülkemizdeki yansımaları her geçen gün dozunu artırmaktadır. Küresel aktörler, yerli taşeronlarla emekçileri köleleştirme girişimlerini en vahşi biçimde uygulamaya koymaktadırlar. Sanattan, spora; eğitimden, sağlığa; özgür yaşam alanlarından, doğaya, daha genel bir ifadeyle özel yaşamdan, toplumsal duyarlılıklara sınırlar örmekte; bireyleri depolitize ederek etkisizleştirmeye çalışmaktadır. Demokratik kitle örgütlerini dernekleştirme, pasifleştirme amacıyla her türlü yöntemi fütursuzca denemektedir.
Bu ülkede her türlü özveriyi gösteren öğretmenlerin gerçek birliği engellenmekte; öğretmenlik, karşılıksız bir etkinlikmiş izlenimi verilerek öğretmenlerin emeği sömürülmektedir. Hiçbir akademik, bilimsel çalışma yapılmadan günübirlik eğitim politikalarıyla geleceğimizin teminatı çocuklarımız ve gençlerimiz umutsuz, idealsiz, karamsar bireylere dönüştürülmeye çalışılmaktadır. Düzen, sömürüye endekslenince ilk müdahale eğitim üzerinden gerçekleşmektedir. İktidar; hükümet güdümlü sözüm ona emek örgütlerini pazarlama şirketleri mantığıyla beslemekte etkisiz, yetkili hale getirmektedir.
Özetle, eğitimi çok uluslu şirketlerin pazar alanına dönüştürme gayreti yürütülürken. Bizlerin ekmeğimize ve özgürlüklerimize yönelen bu tehditler karşısında duyarsız kalmamız beklenemezdi. Duyarlı, demokrat, devrimci ve ilerici öğretmenliğin sorumluluğu ile tarihe not düşüyoruz. Eğitim sürecinin öznesi olan biz eğitim çalışanları iş yaşamımıza yönelen emek ve bilim düşmanı politikaların farkındayız ve bu politikalara yönelik sürdürülen karşı duruş adı altında, günü kurtarmaya ve kitleleri bir arada tutmaya dönük samimiyetsiz ve sonuçsuz girişimleri reddediyoruz. Siyasal iktidarın iki dudağı arasından çıkacak emek düşmanı söylemlerle söz yarıştırmayı, emek mücadelesi olarak görmüyoruz.
Din, dil, ırk, etnik köken, kültür, cinsiyet ve diğer farklılıklardan dolayı hiçbir ayrım yapmaksızın sendikal ihtiyaçlar üzerinden emek ve demokrasi mücadelesinin yürütülmesi gerektiğine inanıyoruz.
Her bireyin; çağdaş, bilimsel, laik, demokratik, özgürlükçü, nitelikli ve parasız eğitim hakkına eşit erişebilmesi için güvenceye ihtiyacı olduğu bir gerçektir. Çocukların 5’te birinin cinsel istismar riskiyle karşı karşıya olduğu bir ülkede çocuk haklarına ilişkin söylemden öteye geçemeyen popülist politikaları tanımıyoruz.
Kadın erkek eşitliğinin, kadın ve erkeğin bir arada yaşadığı alanların tartışıldığı bir dönemde, doğayı var eden tüm bileşenlerin barış içinde yaşama ve var olma hakkının tehdit altında olduğunu biliyoruz. Çağdaş yaşam alanlarımızın kuşatıldığı bir süreçte, insan hakları temeline dayanan, Atatürk ilke ve devrimleri ışığında, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ilkelerinin toplumda yaygınlaşması ve içselleştirilmesi için bir mücadeleye ihtiyaç vardır. Bunun adı Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS) dür.
TÖS; Bireylerin, din, dil, ırk, etnik köken, kültür, cinsiyet ve diğer farklılıklarını toplumun kültürel zenginliği kabul eder ve tüm insanların değer eşitliğini savunur.
TÖS; Üyeleri arasında toplumsal dayanışma ve yardımlaşma duygusunun geliştirilmesini vazgeçilmez olarak kabul eder ve bu doğrultuda çaba göstererek, kararların alınmasında ve yürütülmesinde çoğulcu ve katılımcı demokrasiyi benimser.
TÖS; Çalışma yaşamında, kadınlara yönelik ayrımcılığa karşı etkin bir şekilde mücadele eder.
TÖS; Engelli yurttaşların çalışma yaşamında var olmaları ve ayrımcılığa uğramamalarına karşı, duyarlılığa en üst bilinçle taraf olur.
TÖS; “özgürlük, eşitlik, demokrasi ve dayanışma” ilkelerine dayalı olarak “örgütsel bağımsızlığı” vazgeçilmez kabul eder.
Bizler; yüz yıllık öğretmen hareketinin mirasının nasıl tüketildiğinin bilincinde olarak, tüm işkolu çalışanlarımızı; daha demokratik, daha şeffaf, daha özgürlükçü bir sendikal anlayışın çatısı altında emek ve demokrasi mücadelesi vermeye çağırıyoruz. Bugün yeniden açtığımız TÖS bayrağı bu mücadelenin umut çatısıdır. Bu çatı altında tüm eğitim emekçilerinin yer alacağından, bu mücadelenin yüreklerinde ve bilinçlerinde karşılık bulacağından kuşkumuz yoktur.
Öğretmenlerin yok sayıldığı bir dönemde; inadına öğretmen sendikası, inadına devrim sloganıyla alana iniyoruz. Türkiye emek mücadelesine yeni bir kilometre taşı yerleştirdiğimizin farkındayız. Çünkü biz farklılıkların farkındayız. Dili, dini, ırkı, rengi ve tercihleri ne olursa olsun, ülkemizin geleceğinin mimarları tüm öğretmenleri bizimle omuz omuza alana davet ediyoruz. Ve inanıyoruz ki TÖS Türkiye öğretmen hareketinde değişimin adı olacaktır. İddiamızın ne anlama geldiğini görmesi için tüm eğitim emekçilerini bize katılmaya ve tüm yurttaşlarımızı bizi izlemeye davet ediyoruz.
Yaşasın, bağımsız sendikal mücadelemiz!
Yaşasın, Türkiye Öğretmenler Sendikası!