BASINA VE KAMUOYUNA
T.C. Milli Eğitim Bakanlığının Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğünün 24/07/2017 tarihli Ensar Vakfı ile imzaladığı protokol, Anayasa’da belirtilen Türkiye Cumhuriyeti’nin temel nitelikleri arasında yer alan Laik Devlet ve Sosyal Devlet ilkelerinin ihlalidir. Aynı zamanda kanunlara ve toplum vicdanına da aykırıdır.
Şirket, dernek, vakıf gibi hukuk tüzel kişiliği altında eğitim ve öğretim yapan tarikat-Cemaat gruplarına Milli Eğitim Sisteminde alan açmanın sonuçlarını 15 Temmuz’da milletçe yaşadık.
15 Temmuz’un faili malum cemaatin, MEB tarafından el üstünde tutulduğunu, MEB bürokratlarının bu cemaat sponsorluğunda yurt dışı gezilerine götürüldüğünü, malum örgütün dershanelerine gitmeleri için öğrencilerin teşvik edildiğini, akademik gelecek vaat eden öğrenci listelerinin idarelerce söz konusu cemaate verildiğini ve bu öğrencilerin burslu olarak dershane -kolejlerinde okutulduğunu hepimiz biliyoruz.
Protokolün tarafı olan Ensar Vakfının, birkaç yıldır kamuoyuna yansıyan imajı da vicdanları rahatsız edecekti. Milyonlarca çocuğumuzun eğitim ve öğretim gördüğü MEB okullarına güvensizlik artarak devam edecektir.
Bu Arabesk ve Kaotik Eğitim Sisteminden Kurtulmak Zorundayız
Milli Eğitim politikaları belirlenirken, Kurucu İrade Atatürk’ün evrensel ilkeleri de içinde barındıran “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür kuşaklar yetiştirilmesi” söylemi temel olmalıdır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesini yansıtacak “Milli Eğitim Sistemi” kesin çizgilerle bu çerçeveye oturtulmalı ve bu ilkeden ödün verilmemelidir.
Şirket, dernek, vakıf gibi hukuk tüzel kişiliği altında eğitim ve öğretim yapan; adı, amacı, menşei ne olursa olsun, tarikat-Cemaat gruplarına ait okullar, kurslar ve yurtlar derhal kapatılmalıdır.
Gelecek aydınlık günlere ulaşmak ancak bu anlayışla mümkün olacaktır.
Vahap GÜZEY
TÖS Genel Başkanı